İstiklâl Marşı'nın Kabulünün 104. Yılı Kutlu Olsun!
85
00:32
13.03.2025

12 Mart 1921, Türk milleti için sadece bir tarih değil millî mücadelenin ruhunu taşıyan bir milat oldu. İstiklâl Marşı, o gün TBMM'de kabul edildiğinde sadece bir şiir değil bir milletin var olma mücadelesinin sembolü hâline geldi. Mehmet Akif Ersoy'un kaleminden çıkan bu destan, Türk halkının yokluk ve zorluklar karşısındaki direncini, inancını ve bağımsızlık aşkını en güçlü şekilde ifade ediyordu.

O günlerde; ülke işgal altında ve büyük zorluklar içindeydi ancak Mehmet Akif'in dizeleri, herkesin yüreğine umut ve güç aşıladı. İstiklâl Marşı, TBMM'de ilk kez okunduğunda milletvekilleri tarafından büyük bir coşkuyla,  ayakta alkışlandı ve gözyaşları içinde kabul edildi. Bu an, sadece bir marşın kabulü değil Türk milletinin millî mücadele yolundaki kararlılığının da bir ifadesiydi.

İlanının ardından 724 şiir yarışmaya iştirak etti fakat hiçbiri vatan sevgisini, milli ruhu ifade edecek coşkunlukta ve yeterlilikte değildi. Böyle bir şiiri ancak Mehmet Akif yazabilirdi. İlk başta para ödülünden dolayı yarışmaya katılmayan Mehmet Akif, H. Suphi'nin iknası ile bu vatani görevi kabul etti. Gecesini gündüzüne katarak vatan duygusunu ve bağımsızlık aşkını en güzel şekilde ifade edecek marşımızı yazdı. Bu davranış, onun vatan sevgisinin ve millî duygularının ne kadar derin olduğunu gösteriyordu. İstiklal Marşı'nın Meclis'te okunduğu ve ayakta alkışlandığı dakikalarda Akif, bu şiirin millete ait olduğunu vurgularcasına mahcup bir şekilde Meclis'ten ayrıldı.

Akif'in marşı yazmayı kabul etmesi ise milletimize şu şekilde duyurulmuştu:

"Burdur Mebusu, şai'r-i muhterem Mehmet Akif Beyefendi'nin Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen İstiklâl Marşı için mahsus beş yüz lira mukâfaat-ı nakdiyeyi müşairimaleyh fakir İslam kadın ve çocuklarına iş öğreterek sefaletlerine nihayet vermek emeliyle teşekkül eden Dürülmesai menfaatine hediye eylemiştir."

Hakimiyeti Milliye, 17 Mart 1921

Bugün İstiklâl Marşı, sadece bir millî marş değil, Türk milletinin ortak hafızasının bir parçasıdır. Okullarda, törenlerde, spor müsabakalarında okunduğunda, her bir dizesi bize geçmişimizi, mücadelemizi ve bağımsızlığımızın değerini hatırlatır. Özellikle genç nesillere bu marşın anlamını ve önemini aktarmak, millî bilinci canlı tutmak açısından büyük önem taşır.

1921'de TBMM'de kabul edilen marş, cephedeki askerlere ulaştırıldığında adeta bir moral kaynağı oldu. Öyle ki, Sakarya Savaşı öncesinde askerlerin cebindeki notlarda İstiklâl Marşı'nın dizeleri yer alıyordu. "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım" mısrası işgal altındaki Anadolu'da özgürlük umudunu hep diri tuttu.

İstiklâl Marşı, sadece 10 kıtalık bir şiir değil, bir milletin küllerinden doğuşunun destanıdır. 12 Mart 1921'de kabul edilişinin üzerinden 104 yıl geçse de her okunduğunda bize bağımsızlığımızın değerini ve destansı Anadolu mücadelesini bir kez daha hatırlatır. Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi, "Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın."

İstiklâl Marşı'nın orijinal metnine ulaşmak için tıklayınız.

Daha fazla bilgi için tıklayınız.

Yayın Tarihi: 13.03.2025